MULTİPLE SKLEROZ (MS)

Multiple Skleroz (MS)



Multiple Skleroz (MS) hastalığı kişilerin bağışıklık sistemindeki bozukluk ve bu bozukluk sonucu omurilik ve beyinde oldukça fazla sayıda plakların oluşmasına neden olan bir hastalıktır. Multiple Skleroz (MS) hastalığı genelde genç yaşlarda ortaya çıkar. (20-40 yaşlarda) Yapılan araştırmalar bu hastalığa yakalananların sayısının dünyada yaklaşık 3 milyon, Türkiye’de ise yaklaşık 35 bin kişi olduğunu ortaya koymaktadır. Ataklar halinde gelişen Multiple Skleroz (MS) hastalığı uygun tedaviyle kontrol altında tutulabilmektedir. Kadınlarda erkeklere oranla 2 kat daha fazla görüldüğü ortaya koyulmuştur.

Multiple Skleroz (MS) Hastalığı Nedir?

Hastalık halk arasında kısaca MS hastalığı olarak adlandırılmaktadır. Multiple Skleroz (MS) hastalığı kısmi felç, kaslarda güçsüzlük, hareketlerde aksaklık, dengesizlik, görme ve konuşma bozuklukları gibi farklı belirtilerle ve ataklar halinde ortaya çıkabilmektedir. Santral sinir sistemi denilen beyin ve omurilik sisteminde bulunan beyaz madde yapılarının hastalanması olarak da adlandırılabilir. Beyaz madde olarak adlandırdığımız yapılar hem sinir sisteminin kendi arasındaki, hem de sinir sisteminin vücudun diğer bölümlerindeki iletişimini gerçekleştiren sinir lifleridir.

Multiple Skleroz (MS)  hastalarında sinir sisteminde bulunan bu beyaz maddede hasarlı alanlar görülmektedir. Bu hasarlı alanlar lezyon ve plak olarak isimlendirilir. Miyelin olarak adlandırılan ve siniri çevreleyen maddenin bu hasarlı alanlarda bulunmadığı ya da çok az bulunduğu tespit edilmiştir.  Bunun yanında Multiple Skleroz (MS) hastalığında gelişebilecek  reaksiyon ve olumsuzlukları önceden tahmin etmek de pek mümkün değildir. Oldukça değişkenlik gösteren durumlar barındırabilen Multiple Skleroz (MS) hastalığı pek kolay bir biçimde tanımlanamaz. Sinir sisteminde tam olarak hangi bölgenin etkilendiği ve ne derece etkilendiğine göre hastalığın şiddeti ve tipi de hastalara göre farklılık gösterebilir.

Bu nedenle hastalığın tedavisi de kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Tamamen aynı şekilde ortaya çıkıp, aynı şekilde seyreden iki adet Multiple Skleroz (MS) hastası bulunması mümkün olmayıp, bulgu şiddeti, hastalığın zamanlaması ve sinir sisteminde etkilenen yerin varlığı da oldukça değişkenlik gösterebilir. Ancak genel anlamda hastalığın beyinde ya da omurilikte etki ettiği bölge neresiyse, o bölgede %50-%99 oranında bir kayıp izlenmektedir.

Yukarıda belirtildiği üzere hastalığın belirtileri kişiden kişiye değişebilse de genel anlamda;

  • Bulantı ve denge kaybı
  • Çift görme, görme kaybı
  • Karıncalanma, uyuşukluk ve iğnelenme
  • Spazm, kramp, kas sertliği, kol ve bacaklarda güç kaybı
  • İdrar kaçırma
  • Konuşma bozukluğu
  • Kabızlık
  • Cinsel fonksiyon bozuklukları
  • Depresyon
  • Yutma güçlüğü
  • Kısa süreli hafıza kaybı olarak açıklanabilir.

Hastalığın genel anlamda ilk belirtileri kol ve bacaktaki güç kaybı, görme bozuklukları ve çift görme şikayetidir. En belirgin Multiple Skleroz (MS)  şikayetleri ise denge problemleri, halsizlik, yüzde ya da vücutta sürekli hale gelen karıncalanma, kas sertleşmeleri, görme bozuklukları, idrar tutamama, dengesiz yürüme olarak sınıflandırılabilir. Hastalığın oluşumu üzerine yapılan araştırmalar büyük ölçüdeki genetik nedenlere dikkat çekmektedir. Genetik faktörlerin yanı sıra;

  • Etnik köken
  • Çevresel faktörler, geçmişte maruz kalınan virüsler
  • Kalıtım
  • Vitamin yetmezliği
  • Anne karnında gelişen biyokimyasal olaylar
  • Alerjik nedenler hastalığın varlığında kanıtlanmıştır.

Hastalığın tanılanması pek kolay olmasa da; MR, beynin omurilik sıvısının incelenmesi, bazı sinirlerin ve iletim hızlarının incelenmesi hastalığın tanılanmasında önemlidir. Multiple Skleroz (MS) hastalığının tedavisi için öncelikli söylenmesi gerekilen şey mutlaka erken dönemde tedavinin başlatılması ve alınan veriler ışığında tedavinin kişiye özel olması gerektiğidir. Multiple Skleroz (MS) atağı geçiren hasta bunu düzenli olarak yaşayacağı gibi, bir daha hiç yaşamayabilir. Eğer erken dönemlerde hastalığın tanısı koyulur ve tedavisi başlanırsa, ileriki dönemde hastalığın hiçbir kalıntı bırakmaması sağlanabilir. Son olarak Multiple Skleroz (MS) hastalarının doktor kontrolünde hamile kalmalarına bir engel bulunmadığı rahatlıkla söylenebilir.